When I was a young boy,
My father took me into the city
To see a marching band.
(ben küçük bir çocukken, babam beni şehre götürdü, yürüyüş yapan bir grubu izlemeye)
He said, "Son when you grow up,
would you be the saviour of the broken, the beaten and the damned?"
He said "Will you defeat them,
your demons, and all the non believers, the plans that they have made?"
Because one day I'll leave you,
A phantom to lead you in the summer,
To join the black parade."
(Dedi ki, “Oğul, büyüdüğün zaman, kırılmış, dövülmüş ve lanetlenmiş olanın kurtarıcısı olacak mısın?”… Dedi ki, “Yenilgiye uğratacak mısın onları şeytanlarını ve tüm inançsızları, yaptıkları planları?”… Çünkü bir gün seni terk edeceğim, bir hayalet yol gösterecek sana yazın, katılman için siyah geçit törenine)
When I was a young boy,
My father took me into the city
To see a marching band.
He said, "Son when you grow up,
would you be the saviour of the broken, the beaten and the damned?"
(Ben küçük bir çocukken, babam benim şehre götürdü, yürüyüş yapan bir grubu izlemeye. Dedi ki, “Oğul, büyüdüğün zaman, kırılmış, dövülmüş ve lanetlenmiş olanın kurtarıcısı olacak mısın?”…
Sometimes I get the feeling she's watching over me.
And other times I feel like I should go.
And through it all, the rise and fall, the bodies in the streets.
When you're gone we want you all to know.
(Bazen O’nun beni izlediği hissine kapılıyorum. ve diğer zamanlarda gitmem gerektiğini hissediyorum. Ve tümünün içinde, yükseliş ve düşüş, sokaklardaki cesetler. Gittiğin zaman tümünüzün bilmesini isteriz ki)
We'll carry on,
We'll carry on
And though you're dead and gone believe me
Your memory will carry on
We'll carry on
And in my heart I can't contain it
The anthem won't explain it.
(Devam edeceğiz, devam edeceğiz ve ölüp gitmiş olsan da inan bana, hatıran devam edecek, biz devam edeceğiz, ve kalbimde bastıramam onu, şükran duası açıklamayacak onu)
A woman sends you reeling from decimated dreams
Your misery and hate will kill us all.
So paint it black and take it back
Lets shout it loud and clear
Defiant to the end
We hear the call
(Bir kadın büyük kısmı yok olmuş hayallerden döndürür seni,
senin ızdırabın ve nefretin tümümüzü öldürecek, öyleyse onu siyaha boya ve geri al, yüksek ve anlaşılır bir sesle bağıralım, ölümüne meydan okuyan, çağrıyı duyarız)
To carry on
We'll carry on
Though you're dead and gone believe me
Your memory will carry on
We'll carry on
And though you're broken and defeated
Your weary widow marches
On and on we carry through the fears
Ooh oh ohhhh
(Devam etmek için, biz devam edeceğiz, ölüp gitmiş olsan da inan bana,
Senin hatıran devam edecek, biz devam edeceğiz, kırılmış ve yenilgiye uğramış olsan da, yorgun dulun yürüyüş yapar, sürekli korkuları başarıyla sona erdiririz)
Disappointed faces of your peers
Ooh oh ohhhh
Take a look at me cause I could not care at all
(asilzadelerinin hayal kırıklığına uğramış yüzleri, bana bir bak, çünkü hiçte umursayamadım)
Do or die
You'll never make me
Because the world, will never take my heart
You can try, you'll never break me
You want it all, you wanna play this part
I won't explain or say I'm sorry
I'm unashamed, I'm gonna show my scar
Give a cheer, for all the broken
Listen here, because it's only you
I'm just a man, I'm not a hero
I'm just a boy, who's meant to sing this song
I'm just a man, I'm not a hero
I -- don't – care
(Yap ya da öl, beni asla ele geçiremeyeceksin, çünkü dünya, asla kalbimi almayacak, deneyebilirsin, asla kırmayacaksın beni, tümünü istiyorsun, bu bölümü oynamak istiyorsun, açıklamayacağım, ya da üzgün olduğumu söylemeyeceğim, mahçup değilim, yaramı göstereceğim, bir destek ver, tüm kırılmışlar için, dinle şimdi, çünkü o sadece sensin, ben sadece insanım, bir kahraman değilim, ben sadece bir çocuğum bu şarkıyı söylemesi gereken, ben sadece insanım, bir kahraman değil, umursamıyorum)
We'll carry on
We'll carry on
Though you're dead and gone believe me
Your memory will carry on
You'll carry on
And though you're broken and defeated
Your weary widow marches on
We'll carry on
We'll carry on
We'll carry on
We'll carry
We'll carry on
(Devam edeceğiz, devam edeceğiz, ölüp gitmiş olsan da inan bana, hatıran devam edecek, sen devam edeceksin, kırılmış ve yenilgiye uğramış olsan da, yorgun dulun yürüyüş yapmaya devam eder, biz devam edeceğiz……)